Saygı duruşu ve İstiklal Marşının ardından müzik dinletisiyle başlayan açılış seremonisinde, Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Elemanları Serkan Şeker ile Aytekin Kandemir piyano ve ney eşliğinde Türk müziğinin önemli eserlerini seslendirdi.
Bircan: Önceliğimiz hep Üniversitemiz ve Aydın arasındaki uzun mesafeyi kısaltmak oldu
Çalıştayın ‘Konferanslar’ bölümünün açılışında konuşan Rektörümüz Prof. Dr. Cavit Bircan, Aydınlı basın mensuplarıyla yeniden birlikte olmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. Çalıştay fikrine, konuyu ilk duyduğu andan itibaren çok sıcak baktığını belirten Prof. Dr. Bircan, “Sizlerle birlikte yeniden bir araya gelmek bizim için önemli. Göreve geldiğim günden bu yana önceliğimiz hep Üniversitemiz ve Aydın arasındaki uzun mesafeyi kısaltmak oldu. Bunun en önemli ayağı kendimizi doğru ve samimi olarak anlatmaktı, bugün bunun adına ikinci kez buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi. Basının; yasama, yürütme ve yargıdan sonra 4. ve en büyük güç olduğunu vurgulayan Bircan, Aydın’da çalıştayla birlikte basının daha iyi yerlere geleceğine inandığını söyledi. Basının, yaptığı haberlerle insanlara önemli katkılar sağlayabileceği gibi büyük hayal kırıklıklarına da sebep olabileceğinin altını çizen Bircan, “Ben inanıyorum ki Aydın basını sorumluluk bilinciyle daima doğru ve güzel işlere imza atacaktır. Bu vesileyle organizasyonda başta proje yürütücüsü Yrd. Doç. Dr. Mustafa Aslan olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.” dedi.
Aslan: Projenin 3. Bölümünde tanınmış gazete editörleriyle Aydın basınını buluşturacağız
Üniversitemiz Genel Sekreter Vekili ve İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Aslan, projenin ortaya çıkmasıyla birlikte Rektörümüz Prof. Dr. Cavit Bircan’ın en kısa zamanda eğitimlerin gerçekleştirilmesi yönünde görüş bildirdiğini ifade ederek “Projede öncelikle maddi manevi her türlü desteğini aldığım hocama teşekkür etmek istiyorum. Hayatımda en kısa sürede yaptığım proje herhalde bu çalıştay oldu. Hem katılan değerli hocalarıma hem de projenin hayata geçmesinde emeği olan tüm çalışma arkadaşlarıma huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum. Sahada çalışan basın mensubu arkadaşlarımızdan öğreneceklerimiz olduğu gibi onların da değerli akademisyenlerden öğrenecekleri çok şeyler olduğunu düşünüyorum. Bu projenin 3. Bölümünde de Türkiye’deki önemli gazetelerin editörleriyle Aydınlı basın mensuplarını buluşturmak istiyoruz. İnşallah muvaffak olacağız.” diye konuştu.
Yüksel: Haberde bir cümle en fazla 18-20 kelime olmalıdır
Programın ilk gününde Prof. Dr. Erkan Yüksel, ‘Haber Yazmanın Altın Kuralları’ ve ‘Medya ve Etik’ konulu sunumlarını gerçekleştirdi. Basının 4 temel unsur üzerinde değerlendirildiğini ifade eden Prof. Dr. Yüksel, bunların Otoriter Anlayış, Özgürlükçü (Liberal) Anlayış, Toplumsal Sorumluluk Kuramı ve Sovyet Totaliter (Sosyalist) Kuram olduğunu söyledi. Bu kuramlardan beslenerek odak noktası bulunmuş, bilgi toplama evresini geçirmiş, yazılıp denetim ve doğrulamadan geçmiş haberin gerçek haber olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yüksel, “Tabii bunların yanında sözcük seçimi, cümle yapısı, anlaşılabilir okunabilir olma özelliği ve paragraf yapısı haberi oluşturan diğer önemli unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan araştırmalara göre kurulan her cümlede 14-18 kelime kullanımı haberi kolay anlaşılır, 21 kelimeye kadar kurulan cümleler kolay okunabilir, 25 kelimeden fazla cümleler ise zor okunur kategorisine sokar. 25 kelimeden fazla cümleler çok zor okunur ve ‘Can Sıkıcı’ olarak yeni bir kategoride değerlendirilir. Örneğin İngiltere’de bu sayı cümle başına 14 kelimedir. Türkiye’de buna dikkat eden sadece bir gazete vardı o da Posta gazetesiydi. 20 kelimeyi geçmeyen cümlelerle haber yazıyordu. Ancak Türkiye’de genel olarak haberlerde kullanılan cümle sayısı 25 ve üzeri. Haberi okunur kılmak için kelimeleri azaltıp en genel anlamıyla 2 dolaylı anlatım, 1 doğrudan anlatımla haberi oluşturmak gerekir.” dedi. ‘Medya ve Etik’ konulu sunumunda gazetecinin öncelikle gerçeğe saygı duyması gerektiğini ifade eden Yüksel, “Haberde aradığımız şey mutlaka gerçeklik olmak zorunda. Biz bardağın dolu ya da boş tarafını görmeye çalışmamalıyız. Bizim için var olan gerçekte bardağın kendisidir.” dedi.
Prof. Dr. Erkan Yüksel sözlerini şöyle sürdürdü: “Medya Etiği denildiğinde akla gelebilecek herkesçe kabul edilen, ortak ve tek bir metin ya da kurallar listesinin varlığından söz etmek pek de mümkün değildir. Etik kurallar, Anayasa’nın maddeleri değildir. Örneğin Ceza Hukuku’nun, her bölümü birbirinden ayrı konuları ele alan ve bir bütünün parçaları şeklinde algılanabilecek ayrı kanun maddeleri de değildir. Kanun maddeleri gibi sıralı, herkesçe kabul edilmesi gereken, uyulmadığı takdirde hukuksal yaptırımlar içeren, kesin ve değiştirilemez kurallar ise hiç değildir. Medya etiği ya da basın ahlakı kavramları çerçevesinde incelendiğinde dünyanın farklı ülkelerinde çok farklı uygulamalar dikkati çeker. Türkiye’de de aynı alanda birden çok çalışmanın varlığı söz konusudur. Günümüzde, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin birkaç sayfayı bulan ve çeşitli ara başlıklara sahip ‘Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ ve Basın Konseyi’nin 16 maddelik ‘Basın Meslek İlkeleri’ dışında kimi yayın kuruluşlarının da kamuoyuna ilan ettiği kendine özgü kimi yönetim ve yayın ilkeleri mevcuttur. Kimi ortak noktalar bulunsa da ayrıntıda ve kimi noktalarda bunlar arasındaki farklılıklar önemli sayıdadır. Öte yandan kaç maddeden oluşursa oluşsun, sınırlı sayıdaki ilkelerle sınırsız sayıdaki insan davranışını değerlendirmek ve bu değerlendirmeyi yeterli bulmak ve böylece vicdanları rahatlatmak da kimi yönleriyle eleştirilebilir bulunabilmektedir.”
İlkiz: Topluma mal olmuş kişilerin hitap ettiği alan büyüdükçe kişisel alanları daralır
Programın ilk gününün ikinci konuşmacısı Avukat Fikret İlkiz de ‘Medya ve Hukuk’ konulu sunumlarıyla Aydınlı basın mensuplarına gazeteciliğin hukuki sınırlarını anlattı. Konuşmasında katıldığı davalardaki deneyimlerini de paylaşan İlkiz, gazetelerin haber verme, eleştiri ve yorum hakları konusunda önemli bilgiler verdi. Kişinin özel hayatı ve yalnız kalma özgürlüğünün bulunduğunu belirten İlkiz, topluma mal olmuş kimselerin hitap ettiği alan büyüdükçe kişisel alanlarının daralacağını söyledi. Özel hayatın yazılı, görsel ve sosyal medya ile paylaşımının günümüzde ‘kişisel alanı’ oldukça daralttığının altını çizen İlkiz; “Kişinin yaşam çevresi, ortak yaşam alanı, kişinin sır alanı ve kişinin yalnız kalma hakkını kullandığı yer olarak çerçeve edilebilir. Örneğin sokak toplumsal yaşam alanıdır, apartman kapısı sizin özel alanınız, yatak odanız ise sır alanınızdır. Özel yaşam hakkındaki haberler ne yazık ki sırrın ifşasıdır.” dedi. Her meslek grubunun öncelikle kendi etik ilkelerinin olması gerektiğini ifade eden İlkiz, çeşitli haberlerle gazetecilere açılan davaları ve sonuçları ile ilgili tecrübelerini de Aydınlı gazetecilerle paylaştı. İlk günün sonunda çalıştaya katılan öğretim üyeleri Aydın’ın tarihi ve turistik yerlerini proje paydaşları ile birlikte gezdi.
Tiryakioğlu: Gazetenin vitrini mizanpajıdır
Programın ikinci günü Prof. Dr. Filiz Tiryakioğlu’nun gerçekleştirdiği ‘Sayfa Tasarımı’ konulu sunumla başladı. Gazetede sunulan haberin daha çarpıcı şekilde nasıl sunulacağı ve okuyucunun algısının hangi yönde olacağının anlatıldığı sunuma Aydınlı basın mensupları yoğun ilgi gösterdi. Günümüz gazeteciliğinde sayfa tasarımının giderek artan önemine dikkat çeken Prof. Dr. Tiryakioğlu, gazeteye kişilik veren, bilgileri derecelendiren ve düzenleyen, haberin değerini belirleyen ve yayının özgünlüğünü sağlayan yegâne unsurun tasarımın temel ilkeleri olduğunu söyledi. Bölgesel ve yerel medyada ‘Görsel Yönetmen’ kavramının yeni yeni oturmaya başladığını ifade ederek bu işin önemli bir bilgi birikimi gerektirdiğini belirtti. Prof. Dr. Tiryakioğlu, “Gazetenin vitrini mizanpajıdır. Görsel yönetmen kavramı mutlaka hayatınıza girmek durumundadır. Yayının özgünlüğünü sağlayacak, kişiliğini belirleyecek merci orasıdır.” dedi. Aydın basınını da değerlendiren Prof. Dr. Tiryakioğlu, “Eskişehir’e göre başa baş diyebilirim. Ancak Kocaeli ve Adana’ya göre Aydın basını sınıfta kaldı.” dedi.
Bodur: Yerel gazeteler ulusalla yarışmamalı özgünlüğü korumalı
Haber Fotoğrafçılığı konusunda sunum yapan Doç. Dr. Feyyaz Bodur, yerel medyanın ulusal medyadan farklı bir bakış açısı olması gerektiğini ifade etti. Yerel medyada okuyucunun en büyük isteğini kendini görmek olduğunu belirten Doç. Dr. Bodur, “Günümüzde bu isteği fark eden ulusal basın da artık ekleri ve bölgeye özel yaptığı gazetelerle buna yönelmeye başladı. Yerel gazeteler ulusalla yarışmamalı özgünlüğü korumalı. Ancak bunu yaparken de kendini teknolojik olarak geri bırakmamalı. Küçük olsun benim olsun mantığı yerine belirli bir sermaye ile birleşerek ya da başka bir formülle teknolojiyi takip etmeli.” diye konuştu. Sunumunda Türkiye’nin en çok satan gazetelerini tiraj anlamında değerlendiren Doç. Dr. Bodur, okuyucunun Hürriyet, Sözcü ve Posta gibi gazeteleri satın almasının nedenleriyle de ilgili konuştu. Haberin sunuluş şeklinin gazeteyi sattıran en önemli unsur olduğunu da vurgulayan Bodur, “Fotoğraf olmadan yazı mutlaka sönük kalacaktır. Hatta şunu söylemek mümkündür ki en önemli ölçütlerden biri habere ait fotoğraftır. Bunun dışında haber mutlaka kısa ve anlaşılır bir dille yazılmalı, 5N1K kuralına uymalı, haber ve fotoğraf dengesi kurularak fotoğrafa ilişkin alt metinle fotoğraftakiler tanıtılmalıdır. Fotoğrafa ruh katan ölçüt, canlandırma ve hareketlilik, amaca uygunluk ve anlam derinliğidir. Bunların tümü haberin ve fotonun başarısını belirler.” diye konuştu.
Esen: Görüntülü haber 3 kere yazılır
Programın finalini ‘Görüntülü Habercilik’ konulu sunumuyla Doç. Halim Esen gerçekleştirdi. Esen’in teorik bilgilerin yanı sıra pratikteki hataları görselleriyle incelediği sunumu büyük beğeni toplarken, hataları Aydınlı basın mensuplarıyla birlikte değerlendirdi. Esen, görüntülü haberin 3 kere yazıldığının altını çizerek; “Bizim kısa sürede izlediğimiz haberler büyük emek içermektedir. Görüntülü her haber 3 kere yazılır, 3 kere çekilir. Öncelikle senaryo aşaması gerçekleşir. Burada kurgunun temelleri oluşturulur. Daha sonra çekim aşamasında teorik olarak hazırlanan kurgu pratiğe dönüştürülür. Bunun da izleyiciyi etkilemesi için görüntüde göz teması, hareketlilik, görüntünün sarsılması, görüntüde çerçeve, habercinin konumu ve konuşmacının nereye bakacağını bilmesi haber için en önemli noktalar arasındadır.” dedi.
Bircan: Üniversitemde hep ödül verdim, ilk defa ödül alıyorum
Program ödül töreniyle son bulurken, Çalıştayın projelendirilmesinden eğitimlere kadar emeği geçen herkese teşekkür eden Rektörümüz Prof. Dr. Cavit Bircan, finalde bir ilki de yaşadı. Her zaman ödül verdiğini ancak ilk defa ödül aldığını ifade eden Prof. Dr. Bircan’a Aydın Basını Gazeteci Eğitim Çalıştayı Proje Yürütücüsü Yrd. Doç. Dr. Mustafa Aslan tarafından katkılarından dolayı teşekkür belgesi ve plaketi verildi.
Birinciler ödüllerini iletişimin duayenlerinden aldı
Aydın Basını Gazeteci Eğitim Çalıştayı kapsamında düzenlenen yarışmada haber yazma dalında Yenikıroba Gazetesi’nden Mehmet Özçakır, fotoğrafçılık dalında Adada Yaşam Dergisi’nden Selin Varış, Sayfa Tasarımı dalında ise Denge Gazetesi’nden İsmail Şenli birinci oldu. Birincilere ödülleri konferans için Aydın’a gelen öğretim üyeleri ve program eğitmenleri tarafından verildi. Çalıştay Aydınlı basın mensuplarının katılım belgelerini almalarıyla son buldu.
Öğretim Üyemiz, Birincilik Ödülüne Layık Görüldü
Üniversitemizde 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Kapsamında Etkinlik Düzenlendi
Öğrencilerimiz, Tekerlekli Sandalye Basketbol 2. Lig B Grubu Müsabakalarına Katıldı
Üniversitemiz Mediko Sosyal Merkezi'nde Aile Hekimliği Hizmet Vermeye Başladı
Öğretim Üyemiz, “Bridging Borders (Sınırları Aşmak)” Adlı Erasmus + Projesine Katıldı
Üniversitemizde "Farklı Boyutları ile Şiddet Konuşuyoruz" Paneli Düzenlendi
Öğrencilerimiz Kültürel Gezi Düzenledi
Sultanhisar MYO’da “Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” Kapsamda Etkinlik Düzenlendi
Üniversitemizde, Psikolojik Sermaye Adlı Konferans Düzenlendi
Uygulama & Kodlama :
Bilgi İşlem
Web Tasarım Grubu