Konferans öncesinde Rektörümüz Prof. Dr. Cavit Bircan’ı makamında ziyaret eden Mete Yarar, Üniversitemize konuşmacı olarak katıldığı için Rektörümüze teşekkür etti. Yarar ile bir süre ülke gündemini değerlendiren Rektörümüz Prof. Dr. Cavit Bircan Yarar’ı Üniversitemizde görmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek Uluslararası Darbe Sempozyumu kitap setini hediye etti.
Ziyaretin ardından başlayan konferansta Ülkemizin jeopolitik konjonktüründen teknolojik hamlelerine, Amerika Birleşik Devletlerinin (ABD) rejim ihraç etmesinden Suriye iç savasına kadar birçok konunun değerlendirilirken etkinliğe, Rektörümüz Prof. Dr. Cavit Bircan, Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Recai Tunca ve Prof. Dr. Halil Kırnak, Genel Sekreter V. Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Aslan, akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda davetli ve öğrenci katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Rektörümüz Prof. Dr. Cavit Bircan, dünya üzerinde enteresan bir dönemden geçildiğini vurgulayarak tarihin hiçbir döneminde yaşanmamış olayların meydana geldiğini kaydetti. Algı operasyonlarından sosyal medya savaşlarına kadar birçok alanda savaş yapıldığını dile getiren Rektörümüz, Suriye iç savaşında ABD ve Rusya arasındaki kutuplaşma çerçevesinde vekâlet savaşlarının yapıldığını anlattı. Suriye’de yürütülen vekâlet savaşlarında her nedense Rusya ve ABD’ye herhangi bir şey olmadığını dile getiren Rektörümüz, burada ciddi anlamda Müslüman kıyımının yaşandığını vurguladı.
Rektörümüzün açılış konuşmasının ardından konferansa başlayan Mete Yarar, Afrin’de ilk şehidimiz Astsubay Musa Özalkan için hazırlanan videoyu izleterek şehidimizin kardeşinin “Gençler hepiniz birer Türk Bayrağısınız lütfen lekeletmeyin” sözlerini aktardı.
Üçüncü dünya savaşının fiilen başladığını ifade eden Yarar, Birinci Dünya Savaşının cephe savaşları şeklinde gerçekleştiğini, İkinci Dünya Savaşının zırhlı birlikler ve Hava Kuvvetlerinin savaşlarıyla gerçekleştiğini, üçüncü dünya savaşının ise asimetrik ve vekâlet savaşlarıyla gerçekleşmekte olduğunu anlattı. Yarar, 1990 yılından itibaren gerçekleşen savaşlarda topyekûn bir savaş olan ikinci dünya savaşından daha fazla insan öldüğünü söyledi.
Dünyaya rejim ihraç etmeye çalışan ve İran’da değişim sloganıyla kitleleri sokağa döken ABD’nin iç yüzünü anlattığı makalesini okuyan Yarar, “Ülkede yaklaşık üç milyon insan evleri olmadığı için sokaklarda yaşıyor bunların yarıya yakını ise maalesef çocuk. Ülke nüfusunun 45 milyonu yoksulluk sınırı altında yaşamlarını sürdürmek zorunda. Eğer zorunlu sağlık sigortan yoksa sağlık sisteminden yararlanman zaten mümkün değil. En düşük özel sağlık sigortası primleri bile ödenemeyecek kadar yüksek. Asgari ücretle çalışanların tek maaş ile yaşaması mümkün değil o nedenle ailecek üç veya dört işte çalışılması gerekiyor. Devlet savunma ve istihbarat harcamalarına en yüksek bütçeyi ayırmaya devam ediyor. Halk bu harcamaların kısıtlanarak eğitim ve sağlık sektörüne aktarılmasını istiyor. Ama bu istek çok da kaile alınmıyor. Ülkede uyuşturucu kullanımı her yıl katlanarak artmaya devam ediyor. Sokakların güvenliği alınan tedbirlere rağmen tam anlamıyla sağlanamıyor. ‘Hastalık Kontrolü ve Engelleme Merkezi’nin vermiş olduğu bilgilere göre, 2004 ve 2013 yılları arasında 316 bin 545 insan silah şiddeti sonucu ülke sınırları içerisinde hayatını kaybetti. Adalet sistemine güvence neredeyse yerlerde sürünüyor. Paranız yoksa haklı olsa dahi suçlu çıkacağını düşünen insan sayısı fazla. Bulunduğunuz kimliğe ve statünüze göre (bir nevi kast sistemi) ceza alabilirsiniz. Nüfusa orantı yapıldığında cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlü sayısı itibari ile birinci sırada yer alıyor. İhtiyaçları devlet karşılayamadığı için sistem bazı yerlerde özelleştirilmiş durumda. Cezaevleri tecavüz ve şiddetle ünlenmiş. Dünyada tecavüz suçunun en fazla görüldüğü ülke konumundadır. Ülkede son 1 yılda 90 bin 185 tecavüz vakası yaşanmış. Tecavüzle Mücadele Merkezi’nin istatistiklerine göre ülkede dakikada 1.3 tecavüz hadisesi yaşanıyor. Ülkede günde bin 900 ve yılda 683 bin kadına tecavüz ediliyor. Buna göre ülkede her 8 kadından biri tecavüze uğruyor. Bu olayların bir kısmının polise intikal etmediği, mağdurların susmayı ve olayı gizlemeyi seçtiği de belirtiliyor. Tecavüze uğrayanların yüzde 62’si 18 yaşından, bunun yüzde 29’u ise 11 yaşından küçük. Tecavüz edilenlerin yüzde 22’si ise erkek çocuklar…” Yarar, dünyaya rejim ihraç etmeye kalkan ABD’nin durumunun içler acısı olduğunu belirterek önce kendi durumunu düzeltmesi gerektiğini ifade etti.
Savaşlarda teknolojinin önemine de dikkat çeken Yarar, Türkiye’nin Afrin’de terör örgütünden ziyade ancak örgütlü bir devlet gücüyle meydana getirilebilecek yapılarla savaşıldığını dile getirdi. Afrin çevresine yaklaşık 100 km sur çevrildiğini ve cephe hattı oluşturulduğunu bunun maliyetinin de yaklaşık bir buçuk milyar lira olduğunu ifade eden Yarar, NATO standartlarında yapılan hastaneye, surlara ve kullanılan silahlara terör örgütünün ne parasının ne de gücünün yeteceğini vurgulayarak Ülkemizin Afrin’de birçok düşmanla mücadele ettiğini vurguladı. Mücadele sırasında kullanılan araçlardan güdümlü füzelerden Atak helikopterlerine kadar büyük oranda Türkiye’nin yerli imkânlarıyla üretildiğini anlatan Yarar, Bayraktar şirketi tarafından üretilen, İHA’nın 24 yılın emeği olduğunu belirterek geçmişte ABD’den sadece iki adet İHA istediğimizi fakat verilmediğini bugün ise kendi imkanlarımızla İHA üreterek ihraç dahi edebildiğimizi anlattı.
Konferansın sonunda soruları yanıtlayan Mete Yarar’a Rektörümüz Prof. Dr. Cavit Bircan Üniversitemiz hediye paketi ve Teşekkür Belgesini verdi.
Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Bülent Kent Başkanlığında, İç Paydaş Toplantısı Düzenlendi
Üniversitemizde, Radyo Televizyon Yayıncılığı ve Telif Hukuku Konuşuldu
Doktora Öğrencimiz, 2250- Lisansüstü Bursları Performans Programı Kapsamında Burs Kazandı
YÖK Akademik Teşvik Dijital Sistemi Tanıtım Toplantısı Yapıldı
Gazetecilik Bölümü Dijital Yayıncılık Atölyesi’nden Yeni Podcastler
Uygulama & Kodlama :
Bilgi İşlem
Web Tasarım Grubu